9 Ağustos 2010 Pazartesi
Çeşme Et Pazarı!
Bir hafta süren çeşme macerası sonu bitik şekilde yarım saat önce eve girdim. Tatil hiç kafamda yoktu zaten birden yaşanan olayların sonucu daha doğrusu yaşanmış olayları birden öğrenmem ile başlıyan panik ataklı, stresli, sıkıntılı ve üzüntülü iki gün sonucu çeşmeye gidicek arkadaşımın peşine takılıp firar eyledim izmirden. Alkol ve sigara ile bünyeyi sakinleştirip deniz kenarında kafa boşaltma, rahatlama ve düşünme çabaları daha ilk günden sonuç verdi. İlk gün beşte kalkıp çıktığımız balık tutma maratonunun başlangıcı güzel manzaralar, oltaya gelen üç beş balık, güneşin doğuşuna karşı içilen bira, hafif dalgalı fakat mükemmel bi deniz ondan sora suya düşen telefon altı saat sonucu tutulan iki üç küçük balık mini mini sıkıntılar yani ehi. Aslında hiç canımızı sıkmadı sudan çıkan telefonla minik balıklar rahatlamak, durgunlaşmak ve darlanmamak için o kadar istekliydik ki son gün ehliyeti kaptırıp 411 lira bayılcak üzere olmamız bile bizi darlamadı moralleri bozmadı. Herneyse "Sibel Hope" isimli bir kedi ve iki adamın tatil hikayesi böyle başladı işte, öğlen 12 ve akşam üstü 4 - 5 arası tatlı uykulardan arta kalan zamanda iskelede seyyar sandalyeler üstünde balık tutup denize girip soğuk bira ve votkalarla rehabilite olduk. Gecenin sessizliği, dalgalanan ışıklar, ay'ın mükemmelliği herşey kusursuz ve mükemmel geçti bizim için. Ertesi gün çiftlikköye doğru arabayla giderken yapılan hız ve agresif sürücülükten sonra güneşin alnına oturup bira yudumlarken insanları seyrettik. "Çiko" diye hitap ettiğim akrabam bizi zodiac la denize çıkardı. Botun önüne tutunup suyun içinde seyahat etmek oldukça keyifli bu arada. Tekenede bira içmek güzel kafalarda balık tutmaya çabalamak huzurlu hoş işler. Herneyse aşağı yukarı her gün böyle geçti cumartesiye kadar. Beşinci gecemizde gene birde başlıyan balık tutma aksiyonumuz hiç balık tutamadığımız için biraz sinire kesti bizi. Kıyıdan 500 metre açıkta denizin ortasındaki kayalıklara şişebilen kırmızı bayan çantası içindeki olta ve yemlerle yüzdük. Birimiz gözlükle oltayı balıkların olduğu yere götürürken diğeri oltayı tutup ayakta durmaya çalıştı. İki üç saat orda donup vücudumuzdaki su seviyesini % 10'a düşürüp heryerimizin 155 yaşındaymışız gibi buruştuğunu gördüğümüzde artık toparlanmamız gerektiğini anladık ve balık faslını bıraktık. 7 Ağustostaki Nouvelle Vague konserine gittik aya yorgi Babylondaydı. Babylon muhteşem bir yer, sahnesi, mekanlar, logosu her şey mükemmel. İstemeye istemeye gitmiş olsakda (aramıza katılan üçüncü ve dördüncü arkadaşlar ısrarcıydılar) Nouvelle Vague çok eğlenceli ve kaliteli müzik yapan bir grup olduğu için baya eğlendik. Daha sonra dj Hayk devam etti programa o da fena değildi çılgınca amaçcız dans ettim rahatladım. Kendimi herşeyden etrafımdaki herkesden soyutlamışım olayları hiç takip etmemişim. Balıksız gecelerdeki tek dostum kendini baya darlamış öfkelenmiş sinir sinirli dolanıyodu ortalarda. Oturduk konuştuk bulunduğumuz ortamın ne kadar iğrenç olduğunu görmeme ön ayak oldu. Partneri tuvalete, içki almaya falan giden başkalarıyla kesişip oynaşıyo, hatunlar et parçası gibi bir kalite, tarz, stil olmadan sadece bi yerlerini göstermek amaçları. Kadın vücuduna aşık ben bile tiksindim gördüklerimden. Ortamdaki tüm erkekler kasap zaten nefes alan herşeyi kesebilirler orda. Güzel bir grubun konserinden çok et kesmeye veya kestirmeye gelenlerin çoğunlukta olması sabaha kadar eğlenme planımızı iptal edip gece 3 gibi eve dönmeye karar vermemize neden oldu. Sabah 6 ya kadar babylonda olcaktık aslında bende buna güvenip 2 tane 33'lük minik tombul şişede efes içtim ama çevirmeye yakalanıp hastaneden alınan kan raporuna göre 58 promille faka geldik. Hem ufak bir fark hem dandik iki şişe bira yüzünden 6 ay ehliyeti kaptırmak ve bi ton ceza ödemek çok sıkıntılı bir durum olsada hala insanlardan nefret eden, amaçsız salaklardan inanılmaz tiksinen huzurlu ve rahat bir kişiyim. Hayat keşkilerle yürümez iç çekmek fazla düşünmek yersiz, elbet yeri gelir bende keşki derim ama benim keşkilerim edindiğim tecrübeyi ve kararları temsil eder. O yüzden şimdi kendime not "Keşki bir insanı herkesden çok sevip, diğer insanların tepesinde tutup o kadar değer vermeseydim."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder